Emei Dağı, Buddha’nın öğretilerini yaymak için beyaz bir fil üzerinde Hindistan’dan gelen Samantabhadra Bodhisattva’nın (Puxian) kutsal mekanıdır. Bu nedenle, Emei Dağı geleneksel olarak Samantabhadra Bodhisattva’nın bodhimanda’sı (aydınlanmanın özünün kaynak olarak konumlandığı) olarak belirtilir.
Çin’de dört kutsal Budist dağ vardır ve her birinde ayrı bir bodhisattva tezahür etmiştir.
Emei Dağı, Samantabhadra Bodhisattva’nın bodhimanda’sı,
Wutai Dağı Manjushri Bodhisattva’nın bodhimanda’sı,
Güney Denizi’ndeki Putuo Dağı Avalokitesvara (Guan Yin) Şefkat’in Bodhisattva’nın bodhimanda’sı,
Ve Anhui bölgesindeki JiHua Dağı Ksitigarbha Bodhisattva’nın bodhimanda’sıdır.
Buddha Shakyamuni’nin dört ana talabesi olan bu dört bodhisattva fiziksel bedenleri ile Çin’e seyahat etmediler, yani fiziksel bedenleri ile Çin’e gelmediler. Aslında, ruhsal olarak seyahat ettiler ve Buddha’nın öğretilerini yaymak amaçlı Çin’in bu kutsal dağlarında ortaya çıktılar. Her biri dharma’nın yayılmasının farklı yönlerinin sorumluluğunu aldılar.
Emei Dağı’nda (Puxian) Samantabhadra Bodhisattva faaliyete odaklanır.
Wutai Dağı’nda Manjushri Bodhisattva kutsal metinlerin zengin felsefik ve kuramsal çalışmalarına sahiptir.
Güney Denizi’nde Putuo Dağı’nda Avalokitesvara (Guan Yin) tüm insanların acılarının dindirilmesi için şefkatli faaliyetlere odaklanır.
JiuHua Dağı’nda Ksitigarbha bardo’daki (ölümden hemen sonraki hâl) ruhlarla ilgilenir.
İnsanların sekiz acısı; (fiziksel) doğum, yaşlanma, hastalık, ölüm ve üç çeşit duygusal acıdır, sonuncusu her şeye nüfuz eden yeniden doğuş acısıdır. Her Bodhisattva kendi alanının sorumluluğunu taşır. Dört kutsal dağın her biri kendi içinde özgündür, yine de hepsi aynı şefkatli amaca hizmet ederler; insanın fiziksel ve psikolojik acılarından özgürleştirilmesi.”