bazi chart“Çin Astrolojisi, 4 Sütun ya da BaZi ismi ile adlandırılır. Dört Sütun’da sekiz hane mevcuttur. Her bir hanenin ayrı anlamı vardır. Bir kişinin Çin burcu yersel dallar denilen sırada 4 hayvan sembolü içerir. Her bir hayvan bir enerji çeşidini temsil eder. Aynı şekilde göksel sütunlar denilen sırada da 4 element enerjisi tanımlanır. Yorum için her birinin konumuna, birbirleriyle ilişkilerine bakılır…

Çin astrolojisinde zaman enerjisi hayvan sembolleri ile tanımlanır. Her hayvanın kendine göre bir mizacı vardır.

Batı dünyası genellikle yılın 12 ayı için kullanılan bu sembollere aşinadır, çoğumuz Çin burcumuza baktığımızda doğduğumuz yıla bakarız.

Ancak, zaman sadece yıldan ibaret değildir, hayvan sembolleri element dönüşümlerine göre her ay, her gün, her saat devinirler.

Zamanın Sembolleri

Bahar ile birlikte başlayan yeni yıl Şubat ayında ilk olarak ağaç enerjisi getirir, sembolü, yang ağaç ‘Kaplan‘dır. Her enerji kendini yang yani güçlü doğası ve yin yani zayıflayan doğasıyla ile gösterir. Baharın ikinci ayı Mart, yin ağaç ‘Tavşan‘dır. Mevsimlerin dönüşümünü, yani geçişleri, toprak elementi sağlar. Baharın son ayı olan Nisan, yang toprak ‘Ejderha‘ya aittir.

animals

Yaz mevsiminin ilk ayı Mayıs’tır, sembolü yin ateş ‘Yılan‘dır. İkinci ayı Haziran, yang ateş ‘At‘tır. Mevsim dönüşümü için Temmuz’da yin toprak ‘Keçi‘ devreye girer.

Sonbahar mevsimi Ağustos’ta yang metal ‘Maymun‘ ile başlar. İkinci ayı Eylül ve sembolü yin metal ‘Horoz‘dur. Mevsim dönüşümü için Ekim ayında yang toprak ‘Köpek‘ gelir.

Kış mevsimi Kasım’da yin su ‘Domuz‘ ile başlar. Aralık ayında yang su ‘Fare‘ gelir. Ve Ocak ayında yine mevsim dönüşümü için yin toprak ‘Öküz‘ devreye girer.

Bir yıl tamamlandığında döngü yine yaratılış kanunu içerisinde devam edecektir.

Yaşamın Devinimi

Peki, her şey aynı döngüde bu kadar düzenli devam ediyorsa yaşam neden sürekli değişkendir?

Tıpkı bir saatin çarkları gibi, büyük döngüler küçük döngülerle içiçe devinirler. Her birleşim farklı bir kombinasyon sunar ve bu farklılık enerjilerin hakim doğaları gereği yaşamı çeşitlendirir. İnsanın kendi doğasında sahip olduğu enerjilerin bu enerjilerle etkileşimi de kendi yaşamsal çeşitliliğini oluşturur. Bir başka deyişle, Yer-Gök-İnsanlık yaşamı inşa eder.

Çin takvimi her 60 yılda bir yenilenen büyük bir döngüden bahseder, buna göre bir yıl içerisinde olabilecekleri tahmin edebilirler, tek yapmaları gereken 60 yıl öncesinin dinamiklerini bugünkü şartlar üzerinden yorumlamaktır. Metodun arkasındaki bilgiyi bilmeyenler içinse bu bir kehanet gibi gözükür. Buna benzer çoğu metod gibi, kendi iç gizeminde kitleleri kehanet olarak etkiler ve kendi kehanetine bağlar.

Oysa, insanın bu yaşama geliş amacı kendini köleleştirmek değil özgürleştirmektir.

Kehanetlerle bağlanan gelecek yerine ilimin özünü anlayarak nasıl özgürleşebileceğini bulmasıdır. İlim insana yaşamı anlaması için yardımcı olarak verilmiştir. İnsanı diğer tüm canılardan ayıran aklıdır ve ilimi alabilme kapasitesidir. Mekanik bir yaşam yerine özgür bir yaşamı yaşayabilme imkanıdır.

Astrolojide ‘haritayı aşmak’ denilen bir tabir vardır. Böyle bir kişi için artık tutarlı bir okuma yapılamaz, haritadaki yorumlar bu kişinin hayatına uymaz. Bu kişi artık bir anlamda şartlardan özgürleşmiştir. Çoğumuz bizim için tutarlı yorumlar yapan bir okuma ile karşılaştığımızda bilelim ki hâlâ şartların bağımlısıyız ve hâlâ tam anlamıyla özgür değiliz.

İnsan Nasıl Özgürleşir?

the-power-of-the-cosmos

Bütünlüğüne ve dengesine kavuşan bir insan için seçimler artık sadece öğrenilmiş belirli stratejiler dahilinde yapılmaz. Yaşamla uyum içindeki bir kişi hem şartları ve getirdiklerini anlar hem de bu şartlar altında nasıl ilerleyeceğini bilir.

İsyan etmeden, çaresiz hissetmeden ya da eline geçenlere bağlanıp aşırı sevinmeden. Kendisine gelen herşeyin kendi yolculuğunun bir parçası olduğunu bilir. Alması gektiği zaman alır ve bırakması gerektiği zaman bırakır.

Döngü tamamlandığında kendini bir sonrakine hazırlar. Geçtiği her eşiğin anlamını kavrar, memnuniyet duyar ve yaşamda ilerler.

Özgürlük içsel bir kavramdır. Kişi ancak kendi özünde özgür olduğunda gerçek özgürlüğü anlayabilir.

Kâinat kendi düzeninde var olmaya devam edecek. Bizler kâinatın birer parçası olarak var olmaya devam edeceğiz. Her birimzi zamanımızı bilmeli ve bundan olabildiğince yararlanmalıyız.

Bir yıl daha biterken geçilen eşiğin anlamını görmek için insan bir anlığına da olsa arkasına bakmalı ve ilerlediği yolu görmeli. Bakışlarını ileriye geleceğe doğru yöneltmeden önce kat ettiği yolu görmeli ve kendini kutlamalı. Bir sonraki adım için en güzel niyet insanın kendi özgürlüğüne doğru bir anlayışın içerisine girmeyi istemesi olabilir.

Zaman ve mekan devinirken, kâinatın içinde kendi bir kâinat olan insan kendi yaşamını tüm var oluş olarak görebilirse ihtiyacı olan anlayışın kapısını aralamış olacaktır…”

Yazan: Saba Melike Belkıs Doğar