1

“Kişinin geleceği bilinmeyendir -ya da, bazı şeyler bilinse bile, yaşamdaki değişimler bir fırsatı yakalamak için en uygun zamanın ne zaman olduğunu anlamayı zorlaştırabilir. İyi ya da kötü, gelecek ise şimdiye ait niyetler, davranışar ve alışkanlık halindeki tepkilerle belirlenir. Bu nedenle, geleceği ellerimizin arasında tutuyoruz diyebiliriz. Sizin zengin ya da fakir olacağınızı belirleyen hiç bir kader yoktur. Büyük çaba gösterirseniz, avantajlı kapılar sizin için açılacaktır. Birisi yaşama zengin olarak başlayabilir, ancak sahip olduklarını nasıl koruyacağını bilmezse, yeni gelir kaynakları bulamazsa ve harcamalarını düzgün tutamazsa, yavaşça fakirleşecektir. Sebep ve sonuç arasındaki bağlantıyı anlamayan, yapılanın karşılığı olarak gelen mükafat ve cezanın doğasını bilmeyen biri asla yaşamın ilerleyen programını kavrayamayacaktır.

Bu nedenle, “Şifa Sanatları” eğitiminde anlatılan karma konusundan burada da bahsetmek doğru olacak.

“Şifa Sanatları” eğitiminde, “ektiğinizi biçeceksiniz” denir. Diğer bir deyişle, karmanın kanunu altında “iyi şeyler yapmak neşe ile, kötü şeyler yapmak acı ile ödüllendirilecektir.” Bu kanun yaşamlarımızın özgür ve anlamlı olmasını mümkün kılar ve belirli bir miktar korumanın keyifini sürmemizi sağlar. Eğer iyi şeylerin ödülü neşe olmasaydı ve eğer iyi şeyler yaptığınızda yine acı getirselerdi, o zaman özgürce iyi şeyler yapmayı seçme şartlarını kaybetmiş olmaz mıydık? Kim böyle bir durumda artık iyi şeyler yapmaya cesaret edebilirdi ki?

Örneğin: “Kavun ekersek kavun biçeceğimiz; bezelye ekersek bezelye biçeceğimiz” için, çiftçiler anlamlı ve korunmuş özgür seçimlerini yapabilirler. İsterlerse kavun, isterlerse bezelye ekebilirler. Eğer kavun ektiklerinde kavun biçmeyip, ekşi meyveler, yabani otlar, zehirli mantarlar biçselerdi, çiftçilere bir anlam kalır mıydı? Özgürce nasıl seçebilirlerdi?

Sebep ve sonucu daha detaylı bir şekilde anlatalım. Diyebiliriz ki: “Ödül sebep, fırsat sonuçtur”. “Sebep” ve “sonuç” arasında, “fırsat” kelimesine vurgu yapılır. “Fırsat” nedir? “Fırsat”ın sonucu nedir?

Bir örnek verirsek: Kavun tohumu ektik, bu sebep. Tohumun gelişmesi için güneş ışığına, suya, besleyicilere ve toprakla uğraşmaya gerek vardır -bu “fırsat”tır. Fırsat, goncalanma, dallanıp budaklanma, çiçek açma ve meyve vermeyle sonuçlanır.

Eğer birisi önceki yaşamında iyi sebepler ektiyse ancak kalbini işleyip geliştirmediyse, sadece bedenini geliştirip iyi şeyler yaptıysa -bütün bunlar “fırsat”tır- bu kişi yaşam-sonu-hasatında iyi sonuçlar elde etmeyebilir. Tam tersi, eğer birisi olumsuz sebepler ektiyse, ve eğer bu kişi zihninin durumunu geliştirmek için çaba gösterdiyse, yararlı fırsatlar yakalamak için iyi şeyler yaptıysa, hatalarını düzelttiyse ve yeni bir başlangıç yaptıysa, o zaman kötüyü iyiye dönüştürür ve zorlu durumlar önünden çekilir ve nihayetinde bereketli bir hasat yapabilir.

Bu şu demektir, bir pirinç fidesinin açması ve ürün vermesi doğum-sonrasının gözetimi ve bakımı ile belirlenir.

Hâlâ şüpheleriniz olabilir ve diyebilirsiniz ki: “Ne tür etkenler bereketli bir ürün getirir?”

Bunun için basit bir mesel anlatacağım.

Bir kişi zehir içmişti ve tedavi için hastaneye gitti. Bu kişi için iki son vardır; biri tehlikeyi berteraf etmek, diğeri ise ölmek.

“Zehir” kişinin kötü şeyler yapmış olması olarak alınabilir; bu olumsuz sebeptir. “Tedavi” kişinin iyi şeyler yapmasıdır -kötü şeylerin etkisini giderecek ilaçlar.

Zehir içen bu kişi nasıl hayatta kalır?

Mümkün olan en az üç senaryo mevcut:

– Zehir yeterince güçlü değildir. Yani, kişi kişi çok fazla kötü şey yapmamıştır ve işlediği suçlar çok da önemli değildir.

– Zehri alır almaz hemen doktora gitmiştir, yani zehir ciddi bile olsa, kurtulabilir. Bu, yaptıklarından hemen pişman olmuş demektir.

– Onu kurtarmak için uygulanan metod uygun bir yöntemdir. Yani, beş elementin enerjisinin ilişkilerini değiştirmiştir ve birçok iyi şey yapmıştır. Ayrıca, yaptığı iyi şeyler ve daha önce gerçekleştirdiği kötü hareketler arasında da bir bağlantı vardır.

Bu nedenle, fırsatların rolünü anlayarak, aktif bir şekilde harekete geçmeliyiz -ne kadar erken o kadar iyi. Artık ufak tefek de olsa kötü şeyler yapmaktan vazgeçmeli, küçük bile olsalar iyi şeyler yapmayı göz ardı etmemeliyiz. Nihayetinde tamamen iyi şeyler yapıyor olmalı, kötü şeyler yapmaktan da tamamen sakınmalıyız.

Kimileriniz, neden bazı kişiler yaşamları boyunca iyi şeyler yaparlar ancak zorluklarla dolu ve sıkıntılarla geçen bir yaşam sürdürüler diye düşünecektir. Veya neden yaşamları boyunca korkunç şeyler yapmış olan bazı kişişler umarsız, zengin bir hayat ve uzun bir ömür sürdürüler diyebilirsiniz.

Bilmeliyiz ki, “İyi şeyler iyi ödüller getirirler, kötü şeyler karşılığında ceza getirirler. Karar verilmemiş değildir sadece zamanı gelmemiştir.” Zaman bir kere geldiğinde, ceza otomatik olarak gerçekleşecektir.

İyi şeyler yapan biri talihsizlikle ödüllendirildiğinde ya da korkunç şeyler yapan biri iyi bir talihe sahip olduğunda karma kanunu yoldan çıkmış ya da hatalı demek değildir. Bu tür şeyler olur çünkü şimdi iyi şeyler yapan kişi daha önce kötü şeyler yapmıştır. Bu yaşamda, önce kendisinin daha önce yapmış olduğu şeylerin karşılığını yaşıyordur ve şimdi gerçekleştirdiği iyi şeyler gelecekte ödüllendirilecektir. Aynı mantık kötü şeyler yapıp da iyi talihle ödüllendirilen kişi için de geçerlidir.

Bazı şeylerin karşılığı şimdiki yaşamda gerçekleşir ve bazıları ise bir sonraki ya da birçok sonraki yaşamda karşılık bulurlar. Bunun arkasındaki sebep nedir?

Açıklamak için bir örnek daha verelim:

– Şimdiki yaşamda karşılığını bulan şeyler domates ekmeye benzer, sadece birkaç ay içinde mahsülü toplarsınız

– Birkaç yaşam sonra gerçekleşen şeyler ise elma ağacı dikmeye benzer, mahsülü toplamak için birkaç yıl geçmesi gerekir.

“Adalet ağı her yeri kaplar ve sık örülmüştür, hiçbir şey dışarıda kalmaz.” Kişi, susam tanesi kadar küçük bile olsa, her zaman iyi şeyler yapmaya hevesli olmalıdır. Ve kişi, iğne ucu kadar bile olsa, her zaman kötü şeyler yapmaktan kaçınmalıdır, çünkü minicik bir kanser hücresi insanı kıymetli bir yaşamdan mahrum bırakabilir ve inanılmaz acılar getirebilir.

Emei Qigong’un yaşama bakışı olumlu ve ileriye dönüktür. İnsan geçmişte yaptığı hataları kabul etme cesaretini göstermelidir ve sonuçları metanetle karşılamalıdır, aynı zamanda fırsatlardan yararlanmalı ve kendi karakterini ve ahlaki dürüstlük ve bütünlüğünü geliştirmelidir. Mutlu, sağlıklı ve iyi bir gelecek için kişi çabalamalı, enerjik bir şekilde çalışmalı, asla hayal kırıklığına uğramamalı ve ümidini kaybetmemelidir.”

Alıntı: Emei Geleneği 13. Soy Sahibi Büyük Usta Fu Wei Zhong, Yaşamın İlerleyen Programını Değiştirmek