LIFE-GENDER

“Yaşamın ilerleyen programı hakkında kararsız olanlar, farklı “-izm”ler arasında gidip gelerek, bazen varlığına inanırlar, diğer zamanlarda ise inanmazlar. Bazen kaderciliğe girerler, insanların kaderinin Tanrı tarafından önceden berlilenmiş olduğuna ve değiştirilemeyeceğine inanırlar. Bazen de, ateizm ön plana çıkar, Tanrı’ya inancın şu anda insanlar tarafından açıklanamayan kaçınılmaz bir doğal fenomene ait korkudan kaynaklandığını iddia ederler. Veya bir tür onama “-izm”ine doğru yaklaşırlar -“Tanrı herkese eşit fırsat sunar; bu nedenle çok çalışma ile herkes başarılı olabilir.”- ama, insan zekası, fiziksel ve finansal güçlerine ait değişkenlerin neden olduğu farklılıkları göz ardı ederler. Bu hibrid görüş “Tanrı’ya inanç ancak kadere inançsızlık” olarak tanımlanabilir.

Örneğin: Eğer mutlu bir evliliğin ve uyumlu bir aile yaşamının yegane sebebi aşk ise, nasıl oluyor da zaman geçince birçok çift ayrılıyorlar ve bunun yarasını kalplerinde taşıyorlar? Başlangıçta derin bir aşk içindelerdi ve ilişkileri tutkuluydu. Bunu yaşamış olan birisi diyebilir ki, kendisi yeterince sevgi verdi ancak bunun karşılığında yaşayabileceği en acı deneyimi yaşadı.

Yine diyebiliriz ki, yüksek besleyicilik içeren gıdalar veya vejetaryen bir beslenme uzun yaşam ve daimi iyi bir sağlık için gereklidir, ancak sadece vejetaryen beslendikleri, organik gıda tükettikleri veya modern beslenme usüllerinin en üst standartlarını takip ettikleri halde son derece ağır ve tedavi edilemez hastalıklara yakalanan onlarca insan var. Eğer uzun yaşamı olmuş kişileri incelersek, çoğunun iyi beslenme hakkında bilgisiz olduklarını ve etobur bir beslenme şekline sahip olduklarını görürüz.

İnsanlar ağır bir hastalığa yakalandıklarında, aynı tedaviyi görmelerine, aynı çalışma ve dinlenme süresine sahip olmalarına, aynı bakımı almalarına vb. rağmen neden bazıları tamamen iyileşir de diğerleri kısa sürede hayatını kaybeder? Neden ufak hastalıklar bazılarında hiçbir tedavi görmeden iyileşirken diğerlerinde daha komplike bir duruma geçer ve ciddi bir hastalığa dönüşür?

Diyelim ki sağlıklı bir zihin dışarıya karşı neşeli bir tutum sergilenmesine sebep olur; yine de, inceledeğinizde psikolojik hallerin, kesinlikle fizyolojik şartlar, hava durumları yanı sıra çevre faktörlerden de etkilendiğini ve bu faktörlerin bazen kesinlikle neşelenilemeyecek bir hale sokabileceğini görürsünüz. Hiç bir gün iyi, diğer gün birden bire sebepsiz hırçın bir hale geçtiğinizi deneyimlediniz mi? Veya bir yıl mutlu, diğer bir yıl bunalımda olduğunuzu?

Dikkatli ve temkinli olduğumuz sürece, yaşamda güvende olacağımızı söyleriz -buna rağmen, neden aşırı dikkatli olan bazı kişiler kazadan kaçamazlar? Bazı insanlar talihsizlikle kuşatılmış gibidirler ve bu durum onları savunmasız ya da herhangi bir hareket yönü hakkında kararsız bırakır.

Eğer çok çalışmanın bir insanı zengin yapacağını söylersek, neden hayatları boyunca çok çalışan bazı kişiler asla varlıklı olamazlar? Diğer yanda, bazı çocuklar zengin ailelere doğarlar ve müsrif yaşam tarzlarına sahip olurlar yine de hiçbir zaman sahip oldukları varlığı tüketemezler.

İş hayatında başarı, ticarette ekonomik bereket veya politik bir kariyer için eğitim ve zekanın önemli olduğunu söyleyebiliriz. Ancak, yıllar içinde bilgi ve beceriyi artırmaya rağmen, beklemeyen kayıp ve kazançlar, hızlı iniş çıkışlar ve iyi kötü zamanlar birbirine karışmış olarak gerçekleşecektir.

Finansal güç ve üstün ekonomik gücün iş hayatında hakimiyet kazanmak için kritik olduğunu söyleyebiliriz, yine de bu özelliklere sahip olmak başarıyı garantilemeye yetmeyecektir. Bazı süper-zengin veya güçlü politik ailelere bakın, durumları sonsuza dek sürmez ve bazı fakir insanlar iyi fırsatlardan faydalanırlar ve kendi çevrelerinde, ülkelerinde hatta dünyada tanınmış ve saygıdeğer hale gelebilrler. Sanki kapıları bu büyük varlıkları içeri almak, büyük bir talihi kucaklamak için sonuna kadar açık gibidir.

Sadece kişisel ilişkiler ve aile bağları ile zenginlik ve güç elde edilebileceğini düşünelim. Ancak şiddetli dalgalanmalar ve gel-gitler birden bire her şeyi silip süpürebilir ve bocalamalara neden olabilir. Kişisel ilişkiler ve aile bağları birden bire değişebilir, bir bakarsınız yarın bugünden inanılmaz farklı gözüküyordur; aynı şekilde gelecek yıl da bu yıldan tamamen farklı şartlara sahip olabilir.

Neden bazen son derece nezih insanlar her zaman fakirlik çekerler ve sürekli talihsizliklerle yüzleşirler, ve bazı kötü insanlar sürekli kötücül davranışlarda bulunmalarına rağmen zevk-ü sefa içinde yaşarlar, zengin ve uzun ömürlü olurlar?

Neden insanlar birbirlerinden farklı zeka ve fiziksel güç ile doğarlar? Eğer farklılıkları sadece genetik açıklayabilseydi, neden aynı aileden doğan çocukların farklı mizaçları, favori aktiviteleri, zihinsel yetenekleri ve fiziksel güçleri vardır? Neden tüm kardeşlerin arasında sadece bir tanesi sürekli hastadır? Neden ebeveynler bir çocuğu diğerilerine üstün tutarlar? Neden anne bir çocuğu daha çok severken baba diğer bir çocuğu daha çok sever?

Neden bazı sıradan ebeveynler son derece zeki ve sevimli bebeklere sahip olurken, bazı zeki ve eğitimli çiftler zeka özürlü çocuk sahibi olurlar?

Bütün bu soruların yanıtı şudur ki, tüm bu fenomenler beş elementin doğum-öncesi ve doğum-sonrası enerjilerinden kaynaklanır.

Doğum-öncesi enerji önceki yaşamlarınızdan, anne babanızdan, embriyonik döneminizden ve doğduğunuz andan gelir.

Doğum-sonrası enerji düşüncelerinizden, kelimelerinizden, yaşamınız boyunca sergileyeceğiniz farklı davranışlarınızdan gelir. Önceki yaşamlar şimdiki yaşamı belirlerler, bu herkes için geçerlidir. Bu temel ilkeyi anladığınızda, beş elementin doğum-sonrası enerjilerini geliştirip doğum-öncesi enerjiyi değiştirerek şimdiki yaşamın bundan yararlanmasını sağlayan büyük metodu kullanmalısınız. Aynı zmaanda, şimdiki çalışmalarınızı ve geliştirmelerinizi gelecek için cömert etkiler üretecek bir metod olarak kullanın.

Doğumdan sonra gerçekleşen her şey, embriyonik dönem ile doğum anında oluşan ebeveyn enerjisi ve evrensel enerjinin etkisi ile güdümlenmiş olan yolu takip eder, bu herkes için hiçbir istisna olmaksızın geçerlidir. Gökleri, yeri ve ebeveynleri suçlamaktansa, en iyisi bu temel prensibi anlamak ve değişimin büyük metodunu zaman kaybetmeden çalışıp geliştirmektir. Anne baba olmadan önce, bu geliştirme ve çalışmaya ne kadar erken başlarsanız o kadar iyidir.

Çoğu kişi için anlaşılması gereken en önemli şey, doğumdan sonra gerçekleşen her şeyin geçmiş düşünce, söz ve davranışların etkisi olduğudur. Eğer geleceği değiştirmek istiyorsanız, elinizden gelen en çabuk şekilde değişimin büyük metodunu çalışmaya başlamalısınız.

İnsanlar yukarıda tanımlanan fenomeni açıklayamazlar ve eğer yanıtları bilimde bulmayı hedeflerlerse alacakları cevap ya tatmin etmeyecek ya da belirsiz olacaktır. Bu noktada, kader bazılarını yanıtları metafizik alanda aramaya yöneltir.

Bu kişiler mitsi bir gücün insanın yaşam yolculuğunu belirlediğini hissetmeye başlarlar, bununla birlikte yolculuklarında kendi etkilerinin olabileceği fikrini reddederler. Sonra da “yaşamın ilerleyen programına tamamen değil ama bir miktar inanç duyulabilir” sonucuna ulaşırlar.

Diğer yanda, bu insanlar kaderden şikayet ederler ve talihsizlikler için ya Yaratıcı’yı ya da diğerlerini suçlarlar; buna rağmen kendi kaderlerini öğrenmek istemezler. Veya falcıların ya da medyumların peşinde koşarlar, ancak beğenmedikleri bir gelecek hikayesi dinlemek istemezler, sadece onlara hoş gelen şeyleri duymak isterler. Bu kişilerin bazıları, çok çalıştıkları ve para kazandıkları sürece her şeyin yolunda olduğunu söyler. Niye yarın için endişelenilsin ki? Ya da neden yaşamın büyük felsefesi araştırılsın ki? Onlara göre yaşamın ilerleyen programına dair tartışmalar zor, tahmin edilemez ve gizemlidir. Kaderlerini bilip bilmemeleri ruhani bir konudur; her ne olacaksa olacak diye düşünürler, er ya da geç. En iyisi bundan habersiz kalmaktır, çünkü bilmek sadece zihindeki korkuları tetikleyecektir.

Yaşamın ilerleyen programı hakkında bu kararsız ve yarı inanç hali kesin bir inancın yokluğunda ortaya çıkar. Bu, en içteki varlıktan kaynaklanan aciz bir korkudur.”

Alıntı: Emei Geleneği 13. Soy Sahibi Büyük Usta Fu Wei Zhong, Yaşamın İlerleyen Programını Değiştirmek